
Emre Akkuş
Chief Executive Officer

Giriş
Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında yer alan Kekova Batık Şehri, yalnızca önemli bir arkeolojik alan değil, aynı zamanda etkileyici bir doğal harikadır. Yüzyıllardır bu antik kentin sakin suları altında kalan kalıntıları, tarihçileri, arkeologları ve turistleri büyülemiştir. Kekova’nın su altı mirası, yerinde korunma için eşsiz bir fırsat sunmakla kalmaz, ziyaretçilere antik Likya uygarlığına dair bir pencere açar (Kaynakçı Elinç, Kaya ve Göküz, 2021). Bu fenomen, ziyaretçilerine tarihin, maceranın ve doğanın muhteşem güzelliklerinin eşsiz bir karışımını sunar.
Bu makalede, yalnızca bu gizemli batık şehrin tarihini değil, aynı zamanda bölgenin neden özel olduğunu, ziyaretçilerin burayı nasıl deneyimleyebileceğini ve sürdürülebilir bir şekilde nasıl ziyaret edilebileceğini keşfedeceğiz.
Tarihi Arka Plan
Kekova antik kenti, Likya uygarlığının bir parçası olup M.Ö. 4. yüzyıla kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Aynı adı taşıyan adada yer alan şehir, bir zamanlar gelişen bir denizcilik merkeziydi. Kekova gibi Likya şehirleri, diğer çağdaş uygarlıklardan farklı olarak demokrasi ve eşitlik unsurlarını barındıran yönetim sistemleriyle tanınırdı.
Ancak, şehrin kaderi M.S. 2. yüzyılda meydana gelen bir dizi depremle mühürlendi ve bölgenin büyük bir kısmı sular altında kaldı. Günümüzde ise bu alan, Akdeniz’in berrak sularının altından hâlâ görülebilen evlerin, dükkânların ve sokakların korunmuş kalıntılarıyla ünlüdür. Kaynakçı Elinç ve diğerlerine (2021) göre, özellikle bölgede bulunan amforalar, antik ticaret ve denizcilik uygulamaları hakkında değerli bilgiler sunmaktadır.
Kekova Batık Şehrini Keşfetmek: Günümüz Maceraları
Günümüzde Kekova Batık Şehri, özel olarak korunan bir alan olarak belirlenmiştir. Sit alanının bütünlüğünü korumak adına doğrudan dalış yasaklanmış olsa da, ziyaretçiler burayı deneyimlemek için birçok farklı yola sahiptir.
Tekne Turları: Kekova’yı görmenin en popüler yollarından biri, Kaş ve Demre gibi yakın kasabalardan kalkan tekne turlarıdır. Bu rehberli turlar, batık yapıları açıklar ve Likya yaşamına dair bilgiler sunar. Kaynakçı Elinç ve diğerlerinin (2021) önerdiği sürdürülebilir turizm ve arkeolojik alan yönetimi ilkeleri doğrultusunda, tekne turları su altı buluntularını koruyarak mirası deneyimlemenin ideal bir yoludur.
Deniz Kayağı: Daha yakın bir deneyim arayanlar için deniz kayağı giderek popülerleşen bir seçenektir. Sessizce kürek çekerek batık kalıntıların üzerinde gezmek, daha kişisel ve etkileyici bir deneyim sunar. Motorlu araçlar kullanılmadığı için bu yöntem, çevresel etkileri en aza indirir ve araştırmacıların sürdürülebilirlik önerileriyle uyumludur (Kaynakçı Elinç ve diğerleri, 2021).
Batık Şehir Dışında: Simena ve Üçağız
Batık şehir başlıca cazibe merkezi olsa da, Kekova bölgesi diğer tarihi ve doğal hazinelerle de doludur. Öne çıkan yerlerden biri, yalnızca tekneyle veya yürüyerek ulaşılabilen antik bir köy olan Kaleköy’dür (Simena). Sahilin yukarısına konumlanmış Simena Kalesi, Kekova Adası ve çevresindeki turkuaz suların büyüleyici manzaralarını sunar. Bizans döneminde inşa edilen kale, denizde yüzer gibi görünen lahitler de dâhil olmak üzere Likya mezarlarının izlerini taşır.
Bir diğer dikkat çekici durak ise geleneksel bir Türk balıkçı köyü olan Üçağız’dır. Burada ziyaretçiler dar sokaklarda dolaşıp yerel mutfağı ve kültürü keşfedebilir ve yüzyıllardır değişmeden kalan köy yaşamının sıcaklığını deneyimleyebilir.
Mirası Korumak: Kekova’da Sürdürülebilir Turizm
Tarihî önemi nedeniyle Kekova, Türk yasaları ve su altı kültürel mirasının korunmasına yönelik uluslararası ilkelerle korunmaktadır. Anıtlar ve Sitler Uluslararası Konseyi (ICOMOS), su altı kültürel mirasının korunması için yerinde koruma önemini vurgular (Kaynakçı Elinç ve diğerleri, 2021). Bu yaklaşım, tarihî eserlerin doğal ortamlarında korunmasını sağlar ve eğitimsel ve kültürel değerlerini artırır.
Ayrıca, UNESCO’nun 2001 tarihli Su Altı Kültürel Mirasının Korunmasına İlişkin Sözleşmesi, erişim ile koruma arasında bir denge sağlayan sürdürülebilir turizm uygulamalarının önemini vurgular. Düşük emisyonlu tekne turları veya deniz kayağı seçenekleri tercih etmek, bu hassas ekosistem üzerindeki çevresel etkileri en aza indirerek bu sürdürülebilir hedeflere uyum sağlar.
Sonuç
Kekova Batık Şehri, hem doğanın gücüne hem de insanlık tarihinin direncine tanıklık eden bir yapıdır. Geçmiş ile bugünün olağanüstü bir şekilde birleştiği bu yer, ziyaretçilerine uzun süre su altında kalmış bir dünya ile etkileşimde bulunma fırsatı sunar. İster tekneyle ister deniz kayağıyla keşfetmeyi tercih edin, burası Türkiye’nin Akdeniz kıyılarının gizli hazinesi olarak sizi büyüleyecek. Su altı mirası uzmanlarının da vurguladığı gibi, arkeolojik kalıntıların yerinde korunması, gelecek nesillerin Kekova’nın zengin kültürel mirasını takdir edebilmesini sağlar (Kaynakçı Elinç ve diğerleri, 2021).
Hem macera hem de derin tarihî önemi olan bir seyahat noktası arayanlar için Kekova Batık Şehri, mutlaka görülmesi gereken bir yerdir.
Kaynakça
Kaynakçı Elinç, Z., Kaya, L. G. ve Göküz, B. (2021). Su Altı Arkeolojik Buluntuların Sergilenmesi: Antalya Kekova Adası Su Altı Arkeoloji Müzesi Örneği [Exhibition of Underwater Archaeological Findings: The Case Study of the Antalya Kekova Island Underwater Archeology Museum]. Cedrus, IX, 485-494.
UNESCO. (2001). Convention on the Protection of the Underwater Cultural Heritage. UNESCO 31. Genel Konferansı, Paris.
Hızlı Bağlantılar
Şirket
Andriake Turizm Ticaret ve Limited Şirketi
Aquaventure Tourism Seyehat Acentası
Gökyazı Mahallesi, Adnan Genç Sk. No:9/2 Demre/Antalya
TÜRSAB: 16978